29 Aralık 2019 Pazar

Anna Karenina

Senaryo sıkıntısı çeken Hollywood umutlarını tamamen eski klasik romanlara yada günümüz bilgisayar oyunlarını beyazperdeye uyarlamaya bağlamış durumda ve son moda olarakta Rus edebiyatının en ünlü isimlerinin klasik romanlarını beyazperdeye taşıyorlar.


Leo Tolstoy’un en ünlü romanlarından biri olan ve dünya klasikleri arasında yerini alan Anna Karelina ünlü senarist Tom Stoppard tarafından beyazperdeye uyarlandı ve Joe Wright’ın yönetmenliğinde sinemaseverlerin beğenisine sunuluyor. Filmin başrollerinde ise Keira Knightley, Jude Law ve Aaron Taylor-Johnson var.


Yaptığı evlilik sonrası kendini Rus sosyetesinin ve elit ailelerinin içinde bulan bir kadın bir yolculuk sırasında genç bir adama aşık olur. Herşeye rağmen aşkının peşinden giden kadın ihtişamlı hayatı geride bırakıp sıradan bir hayata geçiş yapar fakar yarattığı skandal peşini bırakmak.


Klasik eserleri seven ve bunu beyazperdede görmek isteyenler için çok güzel bir film. Bu güzel aşk hikayesi sizi de duygulandıracak ve derinden etkileyecektir.

4 Aralık 2019 Çarşamba

Fırat 3

Penguen dergisi güzünümüz mihaz dergilerinin temelini oluşturduğu aşikar. Uğur Gürsoy’da Penguen dergisinde başlayan kariyerini Uykusuz dergisi kurarak zirveye taşıdığı ve yarattığı karakterler herkesin büyük beğenisini kazandı.


Fırat karakteri de onun en sevilen karakterlerinden biri ve bu ufak çocuğun yaşadıkları herkesi güldürmeye ve eğlendirmeye devam ediyor.


Uğur Gürsoy’un Fırat 3 kitabı da küçük Fırat’ın maceraları ile dolu ve doyumsuz bir eğlencenin adresi diyebiliriz.


Yetişkinlerin sadece bacaklarının yer aldığı karakatürler de yine küçük Fırat gerek konuşması ile gerek yaptıkları ile okuyuculara eğlenceli bir dünya sunuyor.

7 Kasım 2019 Perşembe

80 Günde Devri Alem

Bazı kitaplar kendilerini tekrar tekrar okutuyor. Jules Verne’nin kitapları da bu tarzda kitaplar ve 80 Günde Devri Alem de bu kitapların ilk sırasında yer alıyor gibime geliyor. Ben de okuyacak yeni kitap bulamadığımda arada eski kitaplara bakar, içinden seçtiklerimi tekrar okurum.



80 Günde Devri Alem’in özeti aslında oldukça basit ve herkes tarafından bilinir. Zengin bir adam dünyayı 80 günde dolaşabileceğini iddia eder ve bunun için iddiaya girer. Bunun üzerine yardımcısı ile birlikte yola koyulur. İddiayı kaybetmek istemeyen kişi ise bunu engellemek için adamlar tutar.



Kitabın defalarca filmi çekildi. Macera romanı denilince akla gelen ilk kitaplardan. Özellikle alanında ilklerden olması, dünyayı dolaşma macerası olması dikkat çekmişti. Okurken de kendinizi dünyayı dolaşmak ister halde buluyorsunuz.



Bu zamanda dolaşmak daha kolay ama o zamanı düşünüldüğünde aslında ne kadar eğlenceli ve zor olduğunu görebiliyorsunuz. İnsanlara kitabı sevdiren de bu iki duygu oluyor zaten. Bir taraftan zoru başarırken diğer taraftan dünyayı dolaşarak yeni yerleri keşfediyorsunuz.



Bence okunması gereken ve defalarca okunabilecek kitaplardan bir tanesi. Herkese tavsiye ederim. Ondan sonra da uçak biletlerine bakacaksınız zaten.

10 Ekim 2019 Perşembe

Bay Mercedes – Stephen King

Bir gün Stephen King okurken sıkıntıdan uyuya kalacağımı hiç düşünmemiştim. Sanırım bu kitabı okuyanlar da benim gibi düşünecektir. Bu kadar yavaş ilerleyen ve sıkıcı bir Stephen King kitabı olmamıştır sanırım.



Kitap adını Mercedes ile insanları öldüren bir katilden alıyor. Aslında sadece bir kez yapıyor bunu. Çaldığı Mercedes marka araba ile kalabalığın içine giriyor ve insanları öldürüyor. Sonra bir dedektif bu cinayeti araştırıyor ve katil de onu takip ediyor.



İp uçlarını belirledikçe işin karmaşık olduğunu öğreniyorsunuz ama hikaye katilin de bakış açısından anlatıldığı için dedektifi nasıl takip ettiğini görüyorsunuz. Ama nedense bir türlü dedektifi öldürme zahmetine girmiyor.
 

En sonda ise fikri tamamen değişiyor ve yeni bir toplu öldürme yapacakken aptalca bir şekilde yakalanıyor.



Çok zor bitirdiğim bir kitap oldu. Aslında çoktan yarım bırakırdım ama yazar Stephen King olunca sonunda bir şey olacaktır umudu ile sonuna kadar okudum. Okuduğumu da pişman oldum. Sonu da çok saçma bitti.

9 Eylül 2019 Pazartesi

Elia İle Yolculuk - Zülfü Livaneli

Zülfü Livaneli’nin bendeki yeri ayrı. Sanatçılığının yanında genel kültür bilgisi beni çok etkiliyor. O yüzden kitaplarını da çok seviyorum çünkü kitaplarında her zaman yeni bir şeyler öğreniyorsunuz. Günümüzde kitapların çoğunda sadece bir hikaye geçer ama onun kitaplarında hikaye ile birlikte her zaman öğrenilecek yenilikler vardır.



Elia ile Yolculuk kitabı da aslında Zülfü Livaneli ile arkadaşının bir söyleşisi gibi.



Kitapta Elia Kazan ile olan sohbetler ve geziler yer alıyor. Zülfü Livaneli yakın arkadaşının Türkiye’de iken birlikte vakit geçirmelerini kitaplaştırmış ve insanlara iki sanatçının gözünden hayatı ve Türkiye’yi anlatmış. Bu bile kitabı okumak için yeterli bir neden bence.



Bir taraftan hem ünlü yönetmen Elia Kazan’ı tanıyorsunuz diğer taraftan Zülfü Livaneli’nin de harmanlaması ile yeni şeyler öğreniyorsunuz.

16 Ağustos 2019 Cuma

Vatan Yahut Silistre - Namık Kemal

Yaz tatili olunca boş boş oturup milletin sosyal medyadaki tatil fotolarına bakmak yerine farklı bir uğraşa yönelmeye karar verdim ve mahalledeki tiyatro kursuna yazıldım. İlk oynamamızı istedikleri oyun da Namık Kemal’in artık klasikleşen eseri olan Vatan Yahut Silistre oldu.



Aslında kitabını da uzun zaman önce okumuştum. Konusunu az çok biliyordum. Yeniden okumak ve hikayenin içinde yer almak ayrı bir duygu oldu. Bu şekilde aslında işlenen konunun ne kadar mükemmel olduğunu ve gerçek aşkı bir daha görmüş oldum.



Kitabı bilmeyen yoktur sanırım. Filmleri yapıldı, dizileri yapıldı, tiyatrolar da canlandırıldı. Konu mükemmel olunca tabi ele alan çok oluyor. O yüzden mutlaka bir şekilde aşina olmuşsunuz.



Hikayede gerçek bir aşk anlatılıyor. Ana karakter İslam Bey zorunlu olarak savaşa gönderilir. Gönderildiği yer de Silistre’dir. Ona aşık olan Zekeri Hanım da onu bırakmak istemez ve erkek kılığına girerek askere yazılır ve gönüllü olarak Silistre’nin yolunu tutar.



Gerçek aşk gerçekten insana böyle şeyler yaptırır mı çok merak ediyorum. En azından bir zamanlar yaptırıyormuş. Şimdiki zamanda bunları bulmak ne kadar zor.

29 Haziran 2019 Cumartesi

Kızıl Nehirler - Jean-Chritophe Grange

Yıllarca düşünsem Jean Chritophe Grange’nin kötü bir romanını okuyacağım hiç aklıma gelmezdi. En son Kızıl Nehirler kitabını okudum ve okuduğuma da pişman oldum. Grange’nin diğer romanlarını düşününce bu kitabında kalite oldukça düşmüş ve tatsız bir hal almış.


Kitap diğer Grange kitapları gibi karanlık ve gizem dolu ama konu bütünlüğü diğerleri gibi değil. Merak duygusu da dip seviyelerde. Merakı arttırmak için gereksiz saçmalamalar yapmış ve bu da hikayenin inandırıcılığını ortadan kaldırıyor zaten. Ondan sonra Grange’ye olan saygınızdan kitabı bitirmeye çabalıyorsunuz. İçinizde acaba bir şey olacak mı sorusu dolaşıyor.


Kitap cinayet ve hırsızlıklar ile başlıyor ve iki farklı dedektifin hikayesi olarak ilerliyor. Sonra yolları kesişiyor ve bir gizemin içine giriyorlar. İkisi birlikte hareket ederek bu gizemi çözmeye çalışıyorlar. Konu aslında bu kadar basit.


Sonunu anlatmaya gerek yok. Tahmin ettiğinizden farklı olacağı kesin ama tatminkar bir son olmayacağı da kesin. İyi Okumalar.

23 Haziran 2019 Pazar

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Beyaz Zambaklar Ülkesinde aslında güzel bir kitap ama bu kadar tanınmasının nedeni güzel olması değil. Atatürk’ün kitabın okunmasını istemesi. Bunun nedeni de yeni kurulan Cumhuriyet’in kitaptaki hikaye ile benzerlikler göstermesi.


Kitap aslında siyasi bir kitap ama bildiğiniz siyasi kitaplardan çok farklı. Ufak bir ülke olan Finlandiya’nın hikayesini anlatıyor. Bildiğiniz gibi Finlandiya günümüzün en huzurlu ülkelerinden bir tanesi. Bunun nedeni de işte bu kitapta anlatılıyor.


Çöküş içinde olan Finlandiya halkı ortak bir karar alıyor ve siyasetçiler dahil herkes bu plana destek oluyor. Bu plan da aslında biz nasıl bu çöküntüden çıkar ve gelişmiş bir ülke oluruz planı. Yani herkes ortak bir karar alıyor, çıkar gözetmeksizin bu plana sadık kalıyor ve işte günümüzdeki Finlandiya ortaya çıkıyor.


Dediğim gibi kitap siyasi içeriği olan bir kitap ve bu yüzden çoğu kişiye sıkıcı gelebilir. Ama eğer böyle konulara ilginiz varsa mutlaka okumanız gereken kitaplardan bir tanesi.

3 Haziran 2019 Pazartesi

Oliver Twist - Charles Dickens

Charles Dickens kitapları son zamanlarda okullarda çok fazla okutuluyor. Zaten kitaplarının çoğu klasikler arasında yer alıyor ve en bilinenlerden bir tanesi Oliver Twist romanı.


Kitap aslında ana karakterin adını taşıyor ve onun hikayesini anlatıyor. Konu olarak da Türk okurlara sempatik gelen bir hikayesi var. Yetim bir çocuğun macera dolu dramatik hikayesi anlatılıyor. O yüzden biz Türklere oldukça fazla hitap ediyor çünkü biz acıma duygusunu severiz.


Oliver yetimhanede sözünü esirgemeyen bir çocuktur. Yemek dağılımındaki haksızlığı görünce de susmaz ve talepkar olur. Fakat bu iyi karşılanmaz ve yetimhaneden atılır. Bir süre tutunmaya çalışır ama hayat ona pek de gülmez. Özellikle onun gibi açık sözlü bir çocuğa.


Oliver en sonunda bir yankesici çetesi ile tanışır ve hayatı o zaman değişir. Yeraltı dünyasına girmesi ile birlikte yeni bir maceranın içinde bulur kendisini ama bu maceradan çıkıp kurtulmak daha zordur. O yüzden zekasını da fazla ile kullanmak zorunda kalır.


Kitap güzel ve okuması zevkli. Sürükleyici bir hikayesi var ve kendisini okutmayı başarıyor. O yüzden klasik kitap arayanlara tavsiye ederim.

15 Mayıs 2019 Çarşamba

Saklı Seçilmişler - Soner Yalçın

Bu kitabın neden ders kitabı gibi okutulmadığını merak ediyorum. Ya da buradaki iddiaların neden incelenmediğini. Kitabı okuyunca her şeyi daha iyi anlıyorsunuz ve neden bu kitabın görmezden gelindiğini merak ediyorsunuz.



Aslında bu soruların cevabı da kitabın içinde. Kitapta geçenlere göz yumanlar ya da buna destek olanlar hala başta olduğu için herhangi bir şey yapılmıyor. Fakat Soner Yalçın daha uzun zaman önce bugün olacakları yazmış.



Aslında bu onun için ilk değil. FETO gerçeğini ilk yazanlardandı ve yine böyle görmezden gelinmişti. Şimdi tarım ile ilgili yazmış ve şu an Türkiye’de bir tarım krizi var. Hala gerçekler göz ardı ediliyor. Bu şekilde de ülke bir yere gitmez. Gitmiyor da zaten. Şu kitabı okusanız çok iyi anlayacaksınız ama okumak yerine küfür etmek daha kolay nasıl olsa.

31 Ocak 2019 Perşembe

zeka oyunu tavsiyesi

Bu sefer kitap tavsiyesi yerine sizlere bir zeka oyunu tavsiye etmek istiyorum. Eminim siz de adını duymuşsunuzdur ve az da olsa tecrübeniz olmuştur.

Bahsettiğim zeka oyunu tabi ki Japonların vazgeçilmezi olan sudoku. Uzun zamandır bende de bir bağımlılık yaptı ve mümkün oldukça, yani boş zaman buldukça, özellikle iş yerinde kaçamak yapmak için oynuyorum.

Daha orta seviyeyi yeni geçtim ama kendimi geliştiriyorum. Oynarken de yazarokur sitesinin sudoku sayfasını kullanıyorum. Kendisi de arkadaşım olur zaten. Sudokuyu da o tavsiye etmişti. O günden beri bende de bir bağımlılık var.

Size de denemenizi öneririm. Özellikle kafa boşaltmak için bire bir. Zaten çözmeye başladığınızda beyniniz mevcut dünyadan tamamen soyutlanıyor ve ona odaklanıyorsunuz. Böylece stresiniz de azalıyor. Ne dert kalıyor ne de başka bir şey. Daha ne olsun.

5 Ocak 2019 Cumartesi

Mustafa Kemal

Yılmaz Özdil yine yapmış yapacağını ve çok ses getirecek bir kitaba imza atmış. Kitapta da bu kez Ulu Önder Mustafa Kemal’i anlatmış. Bunu yaparken de kendi üslubunu kullanmış.

Kitap klasik biyografilerden çok farklı. Genelde bu tür kitaplar zaman sıralaması ile gider ama Yılmaz Özdil tam da öyle yapmamış. Yine zaman döngüsünde ilerlemiş ama ilgili konu ile ilgili zamana bakmaksınız tüm detayları anlatmış.

Örnek sıra Mustafa Kemal’in evliliğine gelince Mustafa Kemal’in hayatına giren tüm kadınları anlamış. Böylece hem konuyu daha iyi anlıyorsunuz hem de daha iyi karşılaştırma yapabiliyorsunuz.

Mustafa Kemal ile ilgili asılsız iddialara da çok güzel cevaplar vermiş. Bu iddiaların kökenine kadar inmiş ve ona göre cevap vermiş. Buna rağmen bu iddiaların kesilmeyeceğini ve nedenini kitapta da çok güzel anlıyorsunuz.

Bu kitap tam bir başucu kitabı olmuş. Herkesin kendi kütüphanesinde olması gereken eserlerden bir tanesi. Mutlaka okuyun.