30 Mart 2013 Cumartesi

Grinin Elli Tonu

Grinin Elli Tonu
Günlerdir hatta aylardır çevremdeki bir çok kişi E L James’in erotik aşk romanı olan Grinin Elli Tonu’nu tartışıyor ve konuşuyor. Hal böyle olunca kitabı okumak artık farz olmuştu.

Kitabı okuduktan sonra neden bu kadar beğenildiğini ve tartışıldığını anlamak hiç de zor olmuyor. E L James mükemmel bir iş çıkartmış. Bunu söylerken kitaptaki hikayenin mükemmelliğinden değil de daha çok bu basit hikayeyi sunum şekline gidiyor bu iltifatım.

Kitabın konusu inanılmaz basit. Zengin fakat sorunlu bir adam, üniversitesi öğrencisi normal genç bir kız. Adamın çok farklı bir cinsel fantazi dünyası var ve kızı bunun parçası yapmak istiyor fakat kız boyun eğmeye pek istekli değil. Fakat cinselliği daha yeni yaşamaya başlaması nedeni ile adama karşı büyük bir arzu duyuyor ve zamanla aşık oluyor.

Kitabı güzel yapan ilk şey kitabın akıcılığı. Yazar o kadar sade ve eğlenceli bir dil ile anlatıyor ki kitabı sayfaların nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Dahası ne zaman okurun sıkılacağını düşünse araya bir sevişme sahnesi koymuş ve kitabı okurken sıkılmanızı engellemiş. Zaten sevişme sahneleri olmasa 100 sayfalık bir kitap çıkıcak ortaya.

Konunun basitliğini anlatmak için iki örnek vermek yetiyor. Siz hayatınızda,  yada diğer bir söylem ile gerçek hayatta bir kızın ayağının takılıp yakışıklı erkeğin önüne düştüğünü ve başını kaldırdığında onunla göz göze gelip aşık olduğunu gördünüz mü? Çok hikayede ve filmde gördüm ama gerçek hayatta hiç görmedim ve göreni de daha tanımıyorum.

Diğer örnek ise kızı kurtarma sahnesi. Filmlerdeki ve romanlardaki tam zamanında kahramanın gelmesi alışkanlık hale geldi ama gerçek hayatta genelde iş işten geçtikten sonra olur böyle şeyler.
Son olarak çok övülen aşk hikayesi kısmına gelmek istiyorum. Adam kıza aşık ve kızda ballandıra ballandıra adama olan aşkını anlatıyor fakat bunun için kitap boyunca yaptığı tek bir fedakarlık yok. Evet, üçüncü kitapta yapıyormuş da madem o kadar seviyor bunun için üçüncü kitabın sonu mu bekleniyor? Yoksa bunun klasik bir aşk hikayesinden tek farkı cinselliğin olması mı?